Ülkemiz de yaygın olarak kullanılan bir söz vardır;
“Öküz öldü, ortaklık bozuldu” şeklindedir.
Genelde de çıkar ve menfaat ilişkisinin
bozulduğu durumlar için kullanılır,
çıkarcılar birer ikişer
ortalıktan kaybolur ve
seli gider geride sadece kumu kalır.
En çok ta zenginken fakirleşenler,
makam sahibiyken, makamını kaybedenler
yani gücünü malından ve makamından alanlarda
ve özellikle de siyaset sahnesinde
çok yaygın ve sık olarak görülür.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek;
özellikle de siyasetçileri işaret ederek,
“Yola çıktıklarını, yolda bulduklarınla değişirsen,
hem yolunu kaybedersin, hem de dostunu demişti.
Çoğunluğu da gişeleri yolun başı sandığı için,
Yola çıkış serüvenlerini ve zor gün dostlarını
hatırlamazlar bile.
Zafer sarhoşluğundan veya güç zehirlenmesinden dolayı
nereden geldiği kimsenin aklına bile gelmez.
Örneklerini de maalesef saya saya bitiremeyiz.
Tarih; her zaman tekerrürden ibaret olmuştur.
Ebu Müslim Horasani de;
“Onlar, şerlerinden emin olmak için dostlarını uzak tutup,
kendilerine bağlamak için düşmanlarını yakınlaştırdılar.
Yakın tutulan düşman dost olmadı.
Ama uzak tutulan dostları, düşman oldu,
herkes düşman safında birleşince de
yıkılmaları mukadder oldu” demişti.
Ülkemizde yine yaygın olarak kullanılan ve
böyle durumları da ima yollu açıklayan
bir atasözü daha vardır ki;
“Kızım sana söylüyorum, Gelinim sen anla!”
Bad-el harab ül Basra, keşke demeden,
Bor’un pazarı dağılmadan yetişmek lazım.!